Gigi Mag

Bale Nedir? Geçmişten Günümüze Balenin Tarihçesi

bale sahnesi

Sanatın estetik bir dalı olan bale, belli başlı figürlere, atılacak nokta adımlara dayalı bir dans ve müzikli gösteri olarak tanımlanır.

Sanat dünyamızın en verimli dönemlerinden biri olan İtalyan Rönesans’ı ile ortaya çıkan bale, zamanla Fransa ve Rusyada gelişimini devam ettiren bir performans sanatıdır. Aynı zamanda dünya çapında üne kavuşan bu sanat dalı pek çok dans türüne de etki etti.

Bale kelimesi, İtalyanca “dans” anlamına gelen “ballo” veya“balletto” sözcüğünden türetilmiş. Bu sanatı icra eden kadınlara balerin, erkeklere ise balet denir. Kadınlar kostüm olarak tayt, mayo ya da tütü giyer. Ayakların tam parmak ucunda durmasını sağlayan ve “point” ya da “puant” denilen ayakkabı giyilir. Eğitimi yıllar sürer, müzik eşliğinde icra edilir.

Geçmişten günümüze balenin tarihçesi

Bale, İtalyanların Ortaçağ ve rönesans dönemi tiyatrolarını geleneksel halk dansları ile birleştirmelerinden ortaya çıkar. Asıl patlamasını ise Fransız Kral IV. Henry’nin sanatçı ruhuna destek vermesi ile gelişimine katkıda bulunması ile 16. ve 17. yüzyılda yaşar. Bu dönemlerde bale Avrupa’dan çıkarak tüm dünyaya yayılır.

Sanatın en incelikli alanlarından biri olan bale, altın çağını ise 19. yüzyılda yaşar. Bundaki en önemli katkı ise XIX. Louis’in dansla ilgilenmesi olmuştur. Her zaman zenginliğin, asaletin göstergesi olan balede bu dönem içerisinde kostüm ve ayakkabılarda da bir ilerleme görülür.

Bale nasıl yapılır?

En zor dans türlerinden birisi olan bale, kişinin vücut ağırlığını ayak parmak uçlarına vermesiyle yapılır. Disiplinli bir eğitim süreci, iyi bir sanatçı olmak için gereklidir. Bir hikayesi ve koreografisi olan bu dans, klasik bir müzik eşliğinde ilerler.

İyi bir bale sanatçısı, dansın gerektirdiklerinin yanı sıra tiyatral bir havası olduğu için oyunculuk yeteneğine de sahip olmalıdır.

Tarihteki ilk bale gösterisi ne zaman yapıldı?

İtalya’daki Rönesans döneminde temelleri atılan bela, mim sanatçılarının Orta Çağ ve Rönesans tiyatro gösterilerinde ve geleneksel halk gösterilerindeki dans adımları ile günümüzdeki halini alır. O dönemde balede bir koreografiden bahsetmek olanaksızdı. Ancak Dominic de Piacenza ve Antonio Cornazzo’nun ilk koreografik kompozisyon denemeleri ile bu alanda bir ilerleme sağlanmış. Sanatçılar adımlara isim verme aşamasına kadar gelmiş ve bu sebeple Fransızlara da ilham olmuşlardır.

Devamında bugünkü balenin ilk tohumları atıldı; 1581’de Catherine de Medici’nin “Beaujoyeux” adlı Le Ballet Comique de la Reine tarafından sahnelenen gösterisiyle ilk bale eseri sahnelendi.

Yavaş yavaş üzerine koyarak gelişen bale sanatı, 18. yüzyılda özdeşleştiği opera sanatından tamamen ayrılarak artık özgür bir sanat dalına kavuştu. Bu noktadaki en önemli pay ise George Noverre kurallarına ait. Günümüzde sahnelenen bale sanatı onun çerçevesini çizdiği şekilde devam etmiş ve bugünlere gelmiştir.

“Kararımı verdim, hangi bale türünü yapmalıyım” diyenlere

Kendine özgü teknikleri olan bir dans türü bale, farklı çeşitlerde karşımıza çıkabilir. Müziğin, dekorun ve koreografinin ahenk içerisinde olmasıyla etkileyici bir şölen sunan bu sanatta, modernden klasiğe, Fransız tekniğinden Rus tekniğine kadar farklı stiller görülür.

Fransa Kralı XIV. Louis’in Kraliyet Dans Akademisi’ni açması ile klasik bale için başka bir pencere açıldı. Stilin dans pozisyonları ve duruşları netleşti, adımlar uzman eğitmenler tarafından kodlandı. Böylece “uluslararası bale terminolojisi” meydana geldi.

Bale tarihinin önemli kısmını oluşturan Rus balesi, neredeyse 300 yıllık bir birikime sağlık. Ülkede St. Petersburg veya Moskova’da meşhur balerinlerin sahne almış olduğu Bolşoy Tiyatro ve Mariinsky Tiyatrosu hala ayakta.

Türkiye’de balenin durumu

Ülkemizde bale Rusya ve diğer Avrupa ülkelerine göre çok daha az gelişmiş durumda. Bunun sebebi ise bu dans türü ile 1900’lü yıllarda tanışmış olmamız. 1935′lerde İstanbul’daki Beyoğlu ve Eminönü halkevlerinde birtakım bale teşebbüsleri olsa da bunlar deneme olarak kalmış. İnsanlarımız, Beyoğlundaki Naum Tiyatrosunun getirttiği bale toplulukları ile ufak ufak bale ile tanışmış. Asıl olarak bale Türkiye’de 1947 yılında İngiliz Kraliyet Balesi’nin kurucusu Dame Ninette de Valois’in ülkemize davet edilmesi ile başlamıştır.

İlk Türk bale okulu ise İstanbul Yeşilköy’de 6 Ocak 1948 yılında açıldığında okulun 11 erkek, 18 de kız öğrencisi olmuş. Ankara’ya taşınan okul ilerleyen yıllarda Devlet Konservatuarı’nın bir bölümü olmuş. 1957 senesinde ise ilk bale mezunlarını vermiş.

Baleyi konu alan en güzel filmler

Bale hakkında biraz fikir sahibi olduysanız, bu dans türünü sevdiren ve izleyenlerin keyifli saatler geçirmesine yardımcı olabilecek filmlere göz atalım…

Unutulmaz 5 bale gösterisi

Geçmişten günümüze kadar sanat dünyasına damga vurmuş, unutulmaz ve en çok izlenen gösterilerden 5 tanesine göz atalım.

Günümüzde farklı 70 versiyonu sahnelenen eserde, genellikle Odile ve Odette rollerini aynı balerin oynar. İçinde hem şeytan hem bir melek barındıran bu karakter, bale dünyasında bir balerinin zirvesi olarak kabul görür. Bale boyunca; bir büyücünün arkadaşlarıyla birlikte kuğuya dönüştürdüğü ve ancak bir aşk ile tekrar insan kılığına bürünecek Odette’nin Prens Siegfried arasındaki aşk ele alınıyor. Eserde ayrıca büyücünün, kızı Odil’i Odette kılığına sokup prensi kandırması ve aşıkların sonunda bu sınavı başarıyla atlatması yer alır.

Balede ele alınan konu ise şu şekilde: Bir gün hükümdarın kızı olması sebebiyle perilerin de davetli olduğu büyük bir parti düzenlenir. Bu esnada bebeğe iyilik, güzellik, saflık, müzik yeteneği gibi hediyeler takdim edilir. Aynı anda kötü kalpli bir peri ise saraya girip bebeğe ’16 yaşında eline bir çıkrık iğnesinin batması nedeniyle ölmesi’ lanetini yapar. Bu sırada hediyesini vermeyen bir peri, laneti hafifleterek küçük kızın yüz yıl boyunca uyumasını sağlar. Yüz yıl sonra uyuyan güzeli bulan bir prens, onu öperek uyandırır ve lanet son bulur.

Eserin beslenmesi ise 1917 Devrimi’nden sonra ülkeden ayrılan Prokofyev’in dönüşünde Bolşoy Balesi tarafından sipariş edilmesiyle oldu. İlk kez 1938 yılında Çekoslavakya’da sahneye konulan eser Bolşoy Tiyatrosu’nda ise 1946’da sahnelenmiştir.

Romantik tarzın popüler eseri Giselle, bu alanda bilinen bir başyapıt. İlk kez 1841’de Paris’te sahnelenen eserin koreografisi Jean Coralli ve Jules Perrot’a ait. Şimdilerdeki uyarlama ise Petipa tarafından Kraliyet Balesi adına ortaya konmuş. Bestesi ise Adolpe Adam tarafından yapılmış.

Eserin hikayesi ise şu şekilde: Bir çiftçinin kızı olan Giselle ile asilzade Albrecht arasındaki aşk ele alınıyor. Kendisini çiftçi olarak tanıtan Albrecht, Giselle ile evlenmek ister. Ancak asıl kimliği ortaya çıkınca genç kızın kalbi buna dayanamaz, ölür. İkinci perdede ise ölü kadınların ruhları tarafından ölmek üzere olan Albrecht Giselle’in ruhu tarafından kurtarılır.

Gerçek Bir Sanatseverin Tiyatro Hakkında Bilmesi Gereken Her Şey

KAYNAKÇA

https://www.zorlupsm.com/tr/blog/gelmis-gecmis-en-unutulmaz-baleler

https://www.balekadikoy.com/bale-nedir/

https://www.balekadikoy.com/bale-filmleri/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Bale

https://www.bilgiustam.com/bale-sanati-ve-tarihcesi/

https://www.baleakademi.com.tr/dunyanin-en-koklu-dansi-balenin-tarihi-ve-cesitleri/

Exit mobile version