Bale Nedir? Geçmişten Günümüze Balenin Tarihçesi

0
393
bale sahnesi

Sanatın estetik bir dalı olan bale, belli başlı figürlere, atılacak nokta adımlara dayalı bir dans ve müzikli gösteri olarak tanımlanır.

Sanat dünyamızın en verimli dönemlerinden biri olan İtalyan Rönesans’ı ile ortaya çıkan bale, zamanla Fransa ve Rusyada gelişimini devam ettiren bir performans sanatıdır. Aynı zamanda dünya çapında üne kavuşan bu sanat dalı pek çok dans türüne de etki etti.

Bale kelimesi, İtalyanca “dans” anlamına gelen “ballo” veya“balletto” sözcüğünden türetilmiş. Bu sanatı icra eden kadınlara balerin, erkeklere ise balet denir. Kadınlar kostüm olarak tayt, mayo ya da tütü giyer. Ayakların tam parmak ucunda durmasını sağlayan ve “point” ya da “puant” denilen ayakkabı giyilir. Eğitimi yıllar sürer, müzik eşliğinde icra edilir.

sahnede balerin

Geçmişten günümüze balenin tarihçesi

Bale, İtalyanların Ortaçağ ve rönesans dönemi tiyatrolarını geleneksel halk dansları ile birleştirmelerinden ortaya çıkar. Asıl patlamasını ise Fransız Kral IV. Henry’nin sanatçı ruhuna destek vermesi ile gelişimine katkıda bulunması ile 16. ve 17. yüzyılda yaşar. Bu dönemlerde bale Avrupa’dan çıkarak tüm dünyaya yayılır.

Sanatın en incelikli alanlarından biri olan bale, altın çağını ise 19. yüzyılda yaşar. Bundaki en önemli katkı ise XIX. Louis’in dansla ilgilenmesi olmuştur. Her zaman zenginliğin, asaletin göstergesi olan balede bu dönem içerisinde kostüm ve ayakkabılarda da bir ilerleme görülür.

bale yapan küçük kız

Bale nasıl yapılır?

En zor dans türlerinden birisi olan bale, kişinin vücut ağırlığını ayak parmak uçlarına vermesiyle yapılır. Disiplinli bir eğitim süreci, iyi bir sanatçı olmak için gereklidir. Bir hikayesi ve koreografisi olan bu dans, klasik bir müzik eşliğinde ilerler.

İyi bir bale sanatçısı, dansın gerektirdiklerinin yanı sıra tiyatral bir havası olduğu için oyunculuk yeteneğine de sahip olmalıdır.

Tarihteki ilk bale gösterisi ne zaman yapıldı?

İtalya’daki Rönesans döneminde temelleri atılan bela, mim sanatçılarının Orta Çağ ve Rönesans tiyatro gösterilerinde ve geleneksel halk gösterilerindeki dans adımları ile günümüzdeki halini alır. O dönemde balede bir koreografiden bahsetmek olanaksızdı. Ancak Dominic de Piacenza ve Antonio Cornazzo’nun ilk koreografik kompozisyon denemeleri ile bu alanda bir ilerleme sağlanmış. Sanatçılar adımlara isim verme aşamasına kadar gelmiş ve bu sebeple Fransızlara da ilham olmuşlardır.

ilk bale

Devamında bugünkü balenin ilk tohumları atıldı; 1581’de Catherine de Medici’nin “Beaujoyeux” adlı Le Ballet Comique de la Reine tarafından sahnelenen gösterisiyle ilk bale eseri sahnelendi.

Yavaş yavaş üzerine koyarak gelişen bale sanatı, 18. yüzyılda özdeşleştiği opera sanatından tamamen ayrılarak artık özgür bir sanat dalına kavuştu. Bu noktadaki en önemli pay ise George Noverre kurallarına ait. Günümüzde sahnelenen bale sanatı onun çerçevesini çizdiği şekilde devam etmiş ve bugünlere gelmiştir.

ayakkabısını bağlayan balerin

“Kararımı verdim, hangi bale türünü yapmalıyım” diyenlere

Kendine özgü teknikleri olan bir dans türü bale, farklı çeşitlerde karşımıza çıkabilir. Müziğin, dekorun ve koreografinin ahenk içerisinde olmasıyla etkileyici bir şölen sunan bu sanatta, modernden klasiğe, Fransız tekniğinden Rus tekniğine kadar farklı stiller görülür.

  • Klasik Bale: 15. yüzyılda İtalya’da doğan bu tür zengin kesimin eğlence aracı olarak biliniyor. Balenin en önemli türüdür. Kraliyetle özdeşleşen bu stilde kullanılan kostümler, dansçıların soylu kökenli olması, koreografilerindeki çizdikleri asalet de birbirini tamamlar niteliktedir.

Fransa Kralı XIV. Louis’in Kraliyet Dans Akademisi’ni açması ile klasik bale için başka bir pencere açıldı. Stilin dans pozisyonları ve duruşları netleşti, adımlar uzman eğitmenler tarafından kodlandı. Böylece “uluslararası bale terminolojisi” meydana geldi.

  • Modern Bale: Klasik baleye karşı doğan modern dansın kökeni olarak bilinir. Bu stilde amaçlanan duygu ya da düşünsel düzeyde bir iletişim kurabilmektir. İşin estetik kısmı ise burada hedefe giden yolda sadece bir araçtır. Göze hitap etmek için değil, anlaşılmak için yapılır. Klasikçilerin kurallarını bir kenara itip, dansçının kendi oluşturabileceği bir koreografiyi sergilemesi taraftarı olmuşlardır. Burada daha rahat, doğaçlama ve özgün stiller görürüz. Önemli olan hedeflenen hikâyeyi anlatabilmek ve seyirciye duyguyu geçirebilmektir.
  • Rus Balesi: Bale İtalya’da da doğsa, bu dansı dans yapan ülke tartışmasız Rusya’dır. Tüm dünyada saygın bir dans olan bale, büyük bir sanat olmasını Ruslara borçlu desek abartmış sayılmayız. St. Petersburg Tiyatrosu bu konuda dünyaca bilinen bir bale okulu olarak bilinir. Rusya’da 18.yüzyılda başlayan Rus balesi, kendine has bir stil geliştirmiş ve Rus ekolünü doğurmuştur.

Bale tarihinin önemli kısmını oluşturan Rus balesi, neredeyse 300 yıllık bir birikime sağlık. Ülkede St. Petersburg veya Moskova’da meşhur balerinlerin sahne almış olduğu Bolşoy Tiyatro ve Mariinsky Tiyatrosu hala ayakta.

küçük balerin kız

Türkiye’de balenin durumu

Ülkemizde bale Rusya ve diğer Avrupa ülkelerine göre çok daha az gelişmiş durumda. Bunun sebebi ise bu dans türü ile 1900’lü yıllarda tanışmış olmamız. 1935′lerde İstanbul’daki Beyoğlu ve Eminönü halkevlerinde birtakım bale teşebbüsleri olsa da bunlar deneme olarak kalmış. İnsanlarımız, Beyoğlundaki Naum Tiyatrosunun getirttiği bale toplulukları ile ufak ufak bale ile tanışmış. Asıl olarak bale Türkiye’de 1947 yılında İngiliz Kraliyet Balesi’nin kurucusu Dame Ninette de Valois’in ülkemize davet edilmesi ile başlamıştır.

Ninette de Valois

İlk Türk bale okulu ise İstanbul Yeşilköy’de 6 Ocak 1948 yılında açıldığında okulun 11 erkek, 18 de kız öğrencisi olmuş. Ankara’ya taşınan okul ilerleyen yıllarda Devlet Konservatuarı’nın bir bölümü olmuş. 1957 senesinde ise ilk bale mezunlarını vermiş.

Baleyi konu alan en güzel filmler

Bale hakkında biraz fikir sahibi olduysanız, bu dans türünü sevdiren ve izleyenlerin keyifli saatler geçirmesine yardımcı olabilecek filmlere göz atalım…

  • Black Swan: Bale denilince akla gelen ilk filmlerden biridir. Yönetmenliğini Darren Aronofsky’ın yaptığı film, Tchaikovsky’nin Kuğu Gölü bale gösterisi etrafında şekillenir. En çok izlenen bale filmlerinden biri olan Black Swan’ın yıldızı ise dünyaca ünlü oyuncu Natalie Portman’dır. Portman bu filmiyle en iyi kadın oyuncu dalında Akademi Ödülü’nü almıştır.
  • Ballerina: Bertrand Normand’ın yönettiği filmde 5 farklı Rus balerinin eğitimleri, sahne çalışmaları ve hayatları ele alınır. Balerinler için bir yol gösterici olarak tanımlanan film, bu dans dönül veren herkesçe izlenmelidir.
  • Ballet Shoes: 1936 yılında aynı isimli Noel Streatfeild’ın kitabının 2007 yılı televizyon filmi uyarlamasıdır. Eserin yıldız ismi Emma Watson’dır.
  • Ballets Russes: Daniel Geller’in yönettiği film bu alanda en çok izlenen yapımlardan birisidir. 20’ye yakın dansçının hikayesinden kesitler sunan yapım daha çok belgesel türündedir ve bu alanda çok sayıda ödül kazanmıştı.
  • The Children of Theatre Street: Robert Dornhelm’ın yönettiği film 1977 yılında çekilmiş. Bir Amerikan bale belgeseli olan eser, baleye yeni başlayanlar için öğretici ve yol gösterici bir kaynaktır.
  • The Red Shoes: Michael Powell’ın yönettiği film, ülkemizde Periler Dünyası adıyla biliniyor. Gerçek balerin ve baletlerin oynadığı eser, 1949 yılında “en iyi sanat yönetimi” ve “en iyi müzik” dallarında iki Oscar ödülüne hak kazanmıştır.
  • Billy Elliot: Stephen Daldry’in yönettiği film balet olmak isteyen yoksul bir çocuğun öyküsünü anlatıyor. 1980’lerin kuzey İngiltere’sinde geçn filmde yoksul çocuğun babasının zoruyla gittiği boks antrenmanlarını asması ve herkesten gizli şekilde baleye başlaması anlatılıyor.
  • Only When I Dance: Beadie Finzi tarafından yönetilen film, balenin soylu ve beyaz insanların elinde olduğu zihniyetini hiçe saymasıyla tanınıyor. Brezilya’da geçen belgesel film, mutlaka izlenmesi gereken yapımlar arassında yer alıyor.
  • Ballet: Frederick Wiseman’ın yönettiği 1995 yapımlı bir Amerikan belgeseli. Eserde Amerikan Bale Tiyatrosu ve oradaki dansçıların çalışmaları anlatılıyor.

Unutulmaz 5 bale gösterisi

Geçmişten günümüze kadar sanat dünyasına damga vurmuş, unutulmaz ve en çok izlenen gösterilerden 5 tanesine göz atalım.

  • Kuğu Gölü Balesi: Pyotr İlyiç Çaykovski tarafından bestelenen eserin librettosunun kime ait olduğu bilinmiyor. Bale tarihinin en bilindik eserlerinden olan Kuğu Gölü dört perdeden oluşuyor.Eser, Moskova’da Rus Kraliyet Tiyatrosu’nun 1875 yılında verdiği sipariş üzerine bestelenmi ve ilk kez 1877’de sahneye konmuştur. Julius Reisinger tarafından koreografisi yapılan eser o dönemde başarısız bulunarak repertuardan kaldırılmış. Bundan dolayı kendini kötü hisseden sanatkar tam 12 yıl başka bir beste yapamamıştır. Kuğu Gölü, Çaykovski’nin ölümünden sonra ünlü koreograflar Petipa ve Ivanov’un elinin değmesi ile 1895’te yeniden sahnelendi.

kuğu gölü balesi

Günümüzde farklı 70 versiyonu sahnelenen eserde, genellikle Odile ve Odette rollerini aynı balerin oynar. İçinde hem şeytan hem bir melek barındıran bu karakter, bale dünyasında bir balerinin zirvesi olarak kabul görür. Bale boyunca; bir büyücünün arkadaşlarıyla birlikte kuğuya dönüştürdüğü ve ancak bir aşk ile tekrar insan kılığına bürünecek Odette’nin Prens Siegfried arasındaki aşk ele alınıyor. Eserde ayrıca büyücünün, kızı Odil’i Odette kılığına sokup prensi kandırması ve aşıkların sonunda bu sınavı başarıyla atlatması yer alır.

  • Uyuyan Güzel Balesi: Yüz yıllık derin bir uykuya dalan bir prensesin hikayesine odaklanan Uyuyan Güzel, aslında Avrupa kökenli bir masaldır. Fransız Charles Perrault ve 1812’de Alman masal üstatları Grimm Kardeşler’in yazıya geçirdiği masal, bunlardan çok daha önce Basile tarafından Ay, Güneş ve Talia adıyla İtalya’da yayımlanmış. 1889 yılında Çaykovski bu hikayeden esinlenerek Uyuyan Güzel’i bale olarak ele alır. Pek çok versiyonu bulunsa da, hala orijinaline sadık kalan bir bale olarak karşımıza çıkması açısından önemlidir.

uyuyan güzel balesi

Balede ele alınan konu ise şu şekilde: Bir gün hükümdarın kızı olması sebebiyle perilerin de davetli olduğu büyük bir parti düzenlenir. Bu esnada bebeğe iyilik, güzellik, saflık, müzik yeteneği gibi hediyeler takdim edilir. Aynı anda kötü kalpli bir peri ise saraya girip bebeğe ’16 yaşında eline bir çıkrık iğnesinin batması nedeniyle ölmesi’ lanetini yapar. Bu sırada hediyesini vermeyen bir peri, laneti hafifleterek küçük kızın yüz yıl boyunca uyumasını sağlar. Yüz yıl sonra uyuyan güzeli bulan bir prens, onu öperek uyandırır ve lanet son bulur.

  • Fındıkkıran: Yine Çaykovski’nin meşhur eseri olan Fındıkkıran ilk kez 1892’de Maryinski Tiyatro’sunda sanatseverlerin beğenisine sunulmuş. O zamanlarda eserde bulunan şeker perisi rolü beğenilmemiş, eleştirilerin hedefi olmuş. Bu sebeple unutulup gidecek olan bale, ilerleyen yıllarda çeşitli koreografların eseri sahnelemeye devam etmesiyle günümüze ulaşmıştır. Masalımsı eserde küçük Alman kızı Clara Stahlbaum’un yeni yıl hediyesi olarak aldığı fındıkkıran oyuncağı ile ilgili gördüğü rüyalar işleniyor. Hem yeni yıl kutlamaları hem bale sanatı yetişkinlerin olduğu kadar çocukların da ilgisini çekiyor.
  • Romeo ve Juliet: Ünlü yazar William Shakespeare’in oyununu konu eden eser, Sergey Prokofyev tarafından 1935 yılında bestelendi. Romantik tarzdaki Romeo ve Juliet, hem bale hem de klasik müzik repertuvarlarında kendine yer buldu. Eserin ilk koreografisi Leonid Lavrosky tarafından ortaya konmuş.

Eserin beslenmesi ise 1917 Devrimi’nden sonra ülkeden ayrılan Prokofyev’in dönüşünde Bolşoy Balesi tarafından sipariş edilmesiyle oldu. İlk kez 1938 yılında Çekoslavakya’da sahneye konulan eser Bolşoy Tiyatrosu’nda ise 1946’da sahnelenmiştir.

  • Giselle:

Romantik tarzın popüler eseri Giselle, bu alanda bilinen bir başyapıt. İlk kez 1841’de Paris’te sahnelenen eserin koreografisi Jean Coralli ve Jules Perrot’a ait. Şimdilerdeki uyarlama ise Petipa tarafından Kraliyet Balesi adına ortaya konmuş. Bestesi ise Adolpe Adam tarafından yapılmış.

Eserin hikayesi ise şu şekilde: Bir çiftçinin kızı olan Giselle ile asilzade Albrecht arasındaki aşk ele alınıyor. Kendisini çiftçi olarak tanıtan Albrecht, Giselle ile evlenmek ister. Ancak asıl kimliği ortaya çıkınca genç kızın kalbi buna dayanamaz, ölür. İkinci perdede ise ölü kadınların ruhları tarafından ölmek üzere olan Albrecht Giselle’in ruhu tarafından kurtarılır.

Gerçek Bir Sanatseverin Tiyatro Hakkında Bilmesi Gereken Her Şey

KAYNAKÇA

https://www.zorlupsm.com/tr/blog/gelmis-gecmis-en-unutulmaz-baleler

https://www.balekadikoy.com/bale-nedir/

https://www.balekadikoy.com/bale-filmleri/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Bale

https://www.bilgiustam.com/bale-sanati-ve-tarihcesi/

https://www.baleakademi.com.tr/dunyanin-en-koklu-dansi-balenin-tarihi-ve-cesitleri/

Leave a reply